Bir tek korkusu vardı:
Kalabalık bir yerde, mesela bir sokak köşesinde düşüverirse başına üşüşürler;
ifade almaya, itip kakalamaya, götürmeye kalkarlar,
onu rahat can vermeye bırakmazlardı.
Can çekişirken hırpalanmaktan ödü kopuyordu.
Kendisine herhangi bir şekilde yardım edilip kurtarılabileceği düşüncesi
kafasından o kadar uzaktı ve dünyada kendisiyle meşgul olabilecek bir insan
bulunabileceği ihtimali ona öyle yabancı idi ki
bu bitip tükenmez yürüyüşte onun kütleşen sinirlerini
ne bir ümit ne bir hiddet kıvılcımı harekete getirebiliyordu.
('Mehtaplı Bir Gece' adlı öyküden)
Bazı hikâyeler mutluluk üzerinedir, bazıları mutsuzluk...
Bazı hikâyelerde sadece iyiler vardır, bazılarında sadece kötüler...
Bazı hikâyelerse hayata kulak verir.
İyiliğe ve kötülüğe, mutluluğa ve mutsuzluğa dair ne varsa yazılıdır onlarda.
Tıpkı kendimizi bulduğumuz, yaşamın aynası bu öykülerdeki gibi...